Karatenin Okinava adasındaki tarihi, Ryu Kyu hanedanının başı Kral Satto'nun kardeşi Taiki'yi 1372 yılında İmparator Chu Yuen Cheang ile ticari bir anlaşma yapmak için Çin'e göndermesiyle başlar. Bu ticari anlaşmanın önemi Çin ve Okinava arasıdaki kültürel etkilenmenin başlamasını sağlamasıdır. 1866 yılına kadar iki ülke birbiri ile sürekli kültürel ilişki içinde olmuştur.
Çinden gelen birçok Kung Fu ustası, Shuri ve Naha kasabalarında kaldıkları sürede soylu sınıfa kendi sanatları öğretmişlerdir. Japonya'nın Okinava'yı 1609 yılında topraklarına katması ile İmparator Sho Shin tarafından 1477 yılında çıkardığı silah taşıma yasağı devam etmiştir. Japonlar ayrıca Savaş Sanatlarının öğretilmesini de yasaklamıştı. Bu yasak Okinavalıların eğitimlerini gizlice devam etmelerine neden olmuştur. Takip eden üç yüz yıl boyunca gelişen Okinava kökenli Savaş Sanatları, bugünkü eşsiz formuna ulaşırken genel olarak üç ekole ayrılmıştır. Hepsi de filizlendikleri kasabaların adını almıştır;
Shuri Te, Tomari Te veNahaTe.
Shuri Te Kung Fu'nun sert yönlerini ele alarak, saldırgan bir yöntem geliştirmiştir. Naha Te, genel olarak yumuşak tekniklere eğilerek nefes ve Chi çalışmalarını ön plana çıkarmıştır. Temel karakteri, boğuşma ve fırlatmalar üstüne kurulu ve savunma ağırlıklıdır. Tomari Te ise, sert ve yumuşak yönlerin ikisinde de etkilenmiştir.
Okinava Te(Eli) yüzyıllar içinde geliştirilerek, günümüzde Karate(boş el) olarak tanıdığımız sanat haline ulaşmıştır.